“`html

Altının ons değeri, dünya genelindeki belirsizlikler ve politik gelişmeler nedeniyle dalgalı bir seyir izlemeyi sürdürüyor. Haziran ayı ortasında, ABD Merkez Bankası (Fed) faiz oranlarını %4,25–%4,50 seviyesinde sabit tutma kararı aldı. Bunun sonucunda ons altın, yaklaşık %0,4 değer kaybederek 3375 dolara düştü.

Ancak, bu süreçte artan jeopolitik riskler, özellikle ABD, İran ve İsrail arasındaki gerilimler, altına olan güvenli liman talebini artırdı. 13 Haziran’daki İran-İsrail çatışması sırasında ons altın 3390 dolara kadar yükseldi ve piyasalardaki kırılganlığı gözler önüne serdi. Günümüzde ons altın, 3357 dolar seviyelerinde işlem görüyor.

Son gelişmelerle birlikte, ons altının fiyatlarının Nisan 2025 ile benzer bir seyir izlemesi, yeni bir hareketin ne zaman olacağına dair şekillenmiş soruları gündeme getiriyor.

Son üç ay boyunca, altın fiyatlarının benzer bir seviyede sıkışmasının ardından beklenen gelişmeler ve potansiyel yönelimi hakkında tahminler giderek önem kazanmaya başladı.

MERKEZ BANKALARI ALTINA YÖNELİYOR
Merkez bankalarının altın alım eğilimlerinin devam ettiği gözlemleniyor. Dünya Altın Konseyi’nin (WGC) yayınladığı bir ankete göre, merkez bankalarının %76’sı önümüzdeki beş yıl içinde altın rezervlerini artırmayı hedefliyor. Nisan ayında kısa bir süreliğine 3500 doları test eden altın, 2025’in ilk yarısında %26 oranında değer kazandı.

Doların zayıflaması da bu eğilimi destekliyor. Yıl başından bu yana yaklaşık %10 değer yitiren dolar endeksi, 2022’den bu yana en düşük seviyelerine geldi. Bu durum, yatırımcıların yeniden altına yönelmesine neden oldu.

Bir ons (31,1 gram) altının değeri genelde, dolara karşı belirleniyor ve dolardaki dalgalanmalar doğrudan altın fiyatlarını etkiliyor.

FED’İN YÖNÜ ALTININ KADERİNİ BELİRLEYECEK
Altın fiyatlarının geleceği, doların dalgalanması ve Fed’in para politikalarıyla doğrudan bağlantılı. Eğer Fed, önümüzdeki dönemlerde faiz indirimlerine tekrar başlarsa, doların değeri düşebilir; bu durum altını daha değerli hale getirebilir. Geçen yılın son çeyreğinde yapılan yarım puanlık faiz indiriminin, altın fiyatlarını rekor seviyelere taşıdığı biliniyor.

Diğer yandan, Fed’in faiz oranlarını sabit tutması veya artırması durumunda doların güçlenmesi, altının çekiciliğini azaltabilir. Uzmanların görüşü, Fed’den gelebilecek yumuşak mesajların altın için olumlu bir destek oluştururken, sıkılaştırıcı politikaların baskı yaratacağı yönünde.

TİCARET SAVAŞLARI ve İÇ POLİTİK RİSKLER GÖZLENİYOR
ABD’nin ticaret politikaları da altın fiyatlarını etkileyen önemli faktörlerden biri. Önceki Başkan Donald Trump‘ın uyguladığı yeni gümrük tarifeleri, global ticaret dengelerini sarsarak güvenli liman talebini artırdı. Bu yılın ilk yarısında, Trump’ın ticaret savaşına yönelik açıklamaları piyasaları endişelendirmiş ve altın ETF’lerine 38 milyar dolarlık tarihi düzeyde giriş yaşanmıştı.

Kanada, Brezilya ve bakır ithalatı üzerine uygulanan yeni vergilerin ardından ons altın %0,4 oranında değer kazancı yaşadı. Politikalara yönelik en büyük etkinin ise Avrupa Birliği ile ilgili bölümlerde olacağı tahmin ediliyor.

ABD’deki iç politik çatışmaların etkisi de piyasaları sarsmaya devam ediyor. Elon Musk’ın Trump’ın bütçe yasasını eleştirerek yeni bir parti kurma niyetinde olduğunu açıklaması, belirsizlikleri artıran başka bir etken olarak öne çıkıyor. Bu tür gelişmeler, altın talebinin artışında önemli rol oynamaktadır.

JEOPOLİTİK RİSKLER ALTINA DESTEK SAĞLIYOR
Orta Doğu ve Güney Asya’daki artan jeopolitik gerginlikler, altın fiyatlarını olumlu yönde etkileyen önemli faktörlerden biri. İran-İsrail çatışması sırasında yaşanan fiyat artışı benzeri bir tür yükseliş, Hindistan-Pakistan arasında potansiyel bir kriz durumunda da gözlemlenebilir. Ayrıca, İran ve İsrail arasındaki anlaşmazlıkların yeninden alevlenmesi durumunda, altın fiyatlarında yukarı yönlü hareketler bekleniyor.

2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ve 2022 yılındaki Rusya-Ukrayna savaşı, devam eden bir çatışma ortamı yaratarak, yatırımcıların ekonomik belirsizlik dönemlerinde güvenli liman olarak gördükleri altına yönelmesine sebep oldu.

Devam eden çatışmalar, uzun vadede NATO’nun ve Avrupa’da oluşabilecek birleşik savunma güçlerinin Rusya-Ukrayna krizine müdahalesi gibi faktörler, dünya ölçeğinde piyasalarda belirleyici etki yaratabilir. Bu koşullar altında yatırımcılar, altın alımında daha da hevesli hale gelebilir.

Uzmanlar, bu tür jeopolitik gelişmelerin, altın için sağlam bir zemin oluşturduğunu vurguluyor. Özellikle düşük faiz oranlarının etkisiyle, altının cazibesi artmakta ve bölgedeki olası çatışmalar derinleşirse, yatırımcıların altın alımına yönelik iştahı yükselebilir.

DOLARDAKİ ZAYIFLAMA ALTINA İLGİYİ ARTIRIYOR
BRICS ülkeleri, doların global ticaretteki ağırlığını azaltmak amacıyla yerel para birimleri ile alternatif sistemlere yönelmektedir. Ülkeler arası bu tür işlemler artarken, yatırımcılar altını güvenli bir değer saklama aracı olarak görmekte.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BRICS ülkeleri arasındaki ticaretin çoğunluğunun yerel para birimleri ile gerçekleştiğini beyan etti. 2024 yılında Rusya’nın BRICS ile yaptığı ticarette ruble ve diğer dost para birimlerinin toplam payı %90’a yükseldi.

Ortak bir BRICS para birimi oluşturma fikri son yıllarda daha fazla tartışılır hale geldi ancak bu plan henüz hayata geçirilemedi. Ülkeler, mevcut yerel para birimleriyle ticareti teşvik ederek dolar bağımlılığından kurtulmaya çabalıyorlar.

Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump, bu yönde atılacak adımlara karşı BRICS ülkelerine “yüzde 100 tarife” uygulayabileceğini açıkladı. Gelecekte BRICS para biriminin yürürlüğe girmesi durumu, altın fiyatlarının tahminlerin çok üzerinde artışlar yaşamasına sebep olabilir.

Dünya nüfusunun %42‘sinin yaşadığı BRICS ülkelerinin toplam gayri safi yurtiçi hasılası 26 trilyon dolar seviyelerinde. Bu oran, dünya ekonomisinin neredeyse dörtte birine denk geliyor.

SİYASAL BELİRSİZLİKLER VE AVRUPA’DA YENİ SAVUNMA HATLARI
Global seçim süreçleri, piyasalarda belirsizlik yaratarak, altına olan talebi artırıyor. ABD başkanlık seçimleri öncesindeki siyasi gerginliklerin altın fiyatlarına yansıdığı bilinmektedir.

Hindistan gibi büyük ekonomilerdeki seçim sonuçları veya beklenmedik politik gelişmeler, altın piyasasında fiyatlamalarda dalgalanmalara neden olabiliyor. Ayrıca, Avrupa’daki yeni savunma işbirliği girişimleri de belirsizlik yaratmaktadır.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron‘un duyurduğu ortak Avrupa ordusu kurulması yönündeki açıklamaları, kıtanın savunma harcamalarında artışa işaret ediyor. Bu tür dönüşümlerin meydana getirebileceği belirsizlikler, yatırımcıları yeniden altına yönlendirebilir.

ALTININ SEYRİ POLİTİK GELİŞMELERE BAĞLI
Önümüzdeki aylarda altın fiyatlarını etkileyen önemli faktörler arasında Fed’in faiz kararları, dolardaki dalgalanma, ticaret savaşları ve jeopolitik gelişmeler bulunmaktadır. Genişlemeci politikalar, uluslararası krizler ve merkez bankalarının rezerv tercihleri, altını güvenli liman olarak öne çıkaran unsurlardır.

Fed’in yeni bir faiz artışı ya da doların değer kazanması durumunda altın fiyatları baskı altında kalabilir. Ancak, ticaret gerilimlerinin, politik belirsizliklerin ve artan jeopolitik risklerin sürmesi halinde altının değer kazanma olasılığı da bulunmaktadır.

YURTİÇİNDE BELİRLEYİCİ FAKTÖRLER
Türkiye’de yüksek politika faizi, ekonomik büyümeyi desteklemek ve finansal istikrarı sağlamak amacıyla kademeli olarak indirilmeye çalışılıyor.

19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu‘nun tutuklanmasının ardından, dolar 41,64 seviyelerine kadar yükseldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ise olağanüstü bir toplantı yaparak bu yükselişi önlemeye çalıştı, ancak dolar üzerindeki baskı tam olarak engellenemedi.

Venezuela’nın ardından dünya genelinde en yüksek faizi veren ikinci ülke olan Türkiye’de, uzun zamandır %50 bandında kalan faiz oranlarının, yaşanan siyasi çalkantılar nedeniyle %46’ya çıkartılması, ekonomik sürdürülebilirlik açısından önemli bir gelişmedir.

19 Mart 2025 tarihindeki gün içinde gram altın fiyatı 4068 TL ile rekor kırdı; ancak gün içerisinde kısmi bir düşüş yaşayarak 3675 TL civarına geldi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim 2024 tarihinde partisinin TBMM grup toplantısında dikkat çekici bir öneri sundu. PKK Lideri Abdullah Öcalan‘ın tecridinin kaldırılması şartıyla, Mecliste konuşma yaparak terörün sona erdiğini açıklaması önerisinde bulundu.

Bahçeli’nin bu çağrısı, 1 Ekim 2024‘te Meclis açılışında DEM Parti ile gerçekleşen tokalaşma ve diyalog sürecinin bir parçasıydı. Bu öneri, geçen yıllarda yaşanan çözüm sürecine dair belirsizlikleri beraberinde getirdi ve ekonomik yansımalar yaratabilir. Dolar ve altın fiyatlarının yeniden artış göstermesi olasılığı bulunmaktadır.
“`